NEFSİ EMMARE




Nefs-i Emmare
Ruh-il külli denilen ve nefsin bu ruhun bir cüzü makamında sayılan ve parçalanması mümkün olmayan ruh ki, elimizde tutan, gözümüzde bakan, dilimizde söyleyen, ayağımızda yürüyen, kalbimizde duyan ve bütün vücudumuz içinde hareket eden ilahi bir manevi cereyan. Eğer vücudumuz ortadan kaldırılmış olsa, kendisine hiçbir noksanlık gelmeyen ve Allah'ın emri ile varlığını sürdüren ruh. Hali nefis. İslam dini ve tasavvuf terimi. Kötülüğü emreden ve bundan zevk alan nefise verilen isim.


Nefs-i emmare
, şehvetlere kavuşmak ve kızdıkları ile dövüşmek için bir ölçü, bir sınır tanımaz. Yaptığı işler, hep aşırı, hep zararlı olur. Mesela hayvan susayınca, temiz suyu kolayca bulur, içer. Doyunca, artık içmez. İnsanı nefsi, doyduktan sonra da içirir. Sığır aç olunca, çayırda otlar. Doyunca, yatar, uyur. İnsan aç olunca, çayırda otlayamaz. Bulduğu otlar arasında seçim yapması, seçtiğini soyup, temizleyip, pişirmesi lazımdır. Nefs, bu yorucu, usandırıcı işleri seve seve yaptırır. Fakat, hoşuna gideni, doyduktan sonra da yedirir. 


Allahü teâlâ, merhameti sonsuz olduğu için, her devirde, Peygamberleri vasıtası ile nefsin insanı felakete sürüklemesine mani olmak maksadı ile nefsin arzularına uymayı sınırlayan, hem de nefsi temizleyip emmarelikten [taşkın olmaktan] kurtaran emir ve yasaklar gönderdi. En son olarak İslamiyet’i göndermiştir, ötekileri de nesh etmiş, yani yürürlükten kaldırmıştır. Önceki dinler hiç değişmemiş bile olsa, 4 incil değil tek İncil bile olsa artık onlarla amel etmek caiz olmaz. 




NEFSİ  EMMARENİN ALEMETLERİ 




NEFS-i-EMMARE : KAFİRLERİN VE FASIKLARIN NEFSİ OLARAK BİLİNİR.


KAFİR : ALLAH'ın varlığına inanmayan, Tanrıtanımaz, dinsiz, inançsız (kimse).


FASIK : Fasık, kısaca Allah'ın emir ve yasaklarına riayet etmeyen kimseye denir. Allah'ın emirlerine itaat etmemek, yasakladığı şeylerden kaçınmamak suretiyle yoldan sapan, kısacası İslâm dininin çizdiği sınırların dışına çıkan, onlara aykırı inançlara saplanan kişilere fasık denir.



Fasık, kafir demek değildir. Tevbe edip bir daha günah işlemeyen hemen fasıklıktan kurtulur.



"De ki, ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden (bizi affetmez diye) ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, (iman ehlinin) bütün günahlarını hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir." (Zümer, 53)



"Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyen fâsık, Allah’ın rahmetinden ümit kesen abidden, rahmete daha yakındır."(Hakim)


--------------------------------------------------------------

-AYET " Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûi illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun). (Yusuf 53)
- MEAL: "Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Muhakkak ki nefs, var gücüyle kötülüğü emreder. Rabbimin rahmet ettiği müstesna. Muhakkak ki Rabbim Ğafûr'dur, Rahıym'dir. "



Nefs-i-emmare, sahibini daima hayırdan ve hakikatten men'eder, sahip olduğu ve hükmünü eline geçirdiği vücudu şerre ve fenalığa iletir ve ona mütemadiyyen kötülük yapmayı emreder. Hükümdan bulunduğu vücudun kalbini ve ruhunu, sefalet ve sefahat bataklıklarına sevk eder.Nefs-i .emmare ; kafirlerin, zaliml·erin, münafıkların, fasıkların ve şeytanın nefsidir. Kim olursa olsun, kendilerinde aşağıda zikrolunan kötü sıfatlar bulunanlar, nefs-i-emmareye dahil ve ehl-i nardırlar.







NEFSİ EMMARENİN  12  KÖTÜ SIFATI 





1 - ŞİRK
: Allahu teala'ya ortak koşanlar ve haktan gayrı ilah tanıyanlar

2- KÜFÜR : islam olmayanlar, islam dinini tanımayan ve kabul etmeyenler

3- CEHALET :
Allahu teala'yı bilmeyenler


4- GAFLET :
Allah, Peygamber, kitap, melek, ölüm, kabir, ahiret, öldükten sonra dirilmek, mahşer, mizan, hesap düşünmeyenler, cennet ve cehennemİ akıllarına bile getİrmeyenler, azaptan ve ıkaptan korkmayanlar ve bu dünyada bütün yaptıklarının yanlarına kar kalacağını zannedenler



5- GÜNAHI-KEBAiR
:
Büyük günahları tereddüt etmeden işleyen ve ısrarla işiernekte devam edenler, adam öldürenler, içki içenler, zina ve livata edenler, zulmile yetimlerin ve halkın mallarını yiyenler, yalancı şahitlik ,edenler, dedi-kodu yapanlar.



6- KiBiR :
Kendilerini bütün insanlardan üstün ve yüksek görenler, söylenen söz hak dahi olsa hakkı kabul etmeyenler

7- HIRS
:
Doymayan göz, kanmayan ağız sahibi olanlar

8- BUHUL :
Tamahkar olanlar, yemeyen ve yedirmeyenler, kimseye iyilik etmeyenler

9- ŞEHVETPEREST: Nefslerinin behimi arzularını yerine getirebilmek için her türlü denaati işleyenler, elin ırz ve namusuna göz dikenler

10 - GAZAP :
Olur olmaz her şeye öfkelenenler

11 - HASED : Herkesin elinde olan ni'metin mahvolmasını isteyenler, bu çirkin huyları ile kendi kendilerini yakan ve yıkanlar

12 - HIKID : Kin besleyenler, öç almak için fırsat gözleyenler






Bu sıfatıara sahip bulunan nefslerin sahipleri, zahirde islam dahi olsalar, cehennemliktirler. Nefs-i- emınare sahipleri, sıfat bakımından kafir ile müsavidirler. Bu saydıklarımızın hepsini veya bazılarını helal itikad ederlerse, islam dininden çıkarlar. Ancak, işlediği kötülüklerin gerçekten kötülük olduğunu kabul ederlerse, müslüman fakat fasıktırlar. Zira, ;ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebinde olduğumuzdan, günah işleyenler kafir olmazlar amma asi ve fasık olurlar. Bu gibilerin akibetlerinden korkulur. Şu kadar ki, günahı helal itikad ederlerse, dinden çıkarlar. Nefs-i-emınare ehli ile, kafirler fark bakımından yalnız tevhidde ayrılırlar. Yoksa, sıfatları birdir. Kendilerinde, yukarıda sayılan kötü sıfatlar gibi, Allahu teala'nın sevmediği, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin istemediği ve Evliyaullahın ikrah ettiği, alimierin ittifakla günah olduğunu bildirdiği, salihlerin ve aşıkların ve meleklerin çirkin gördüğü ahlak-ı zemime, her kimde bulunursa bulunsun, o kimse nefs-i emınare sahibidir, akibeti korkulu ve gideceği yer korkunçtur. Tövbe eder ve· salih arneller işlerse ve tövbesinde samirniyet ve ciddiyeile sabit ve daim olursa, kendilerini Allahu teala bu sıfatıardan halas eder. 



       

          Bu hastalığın tedavisi ve ilacı
Kelime-i Tevhiddir.


                                           
                                           " LA İLAHE İLLALLAH " 



Zira, tevhid nefs-i-emınare hastalığının yegane devası,şifası ve kurtarıcısıdır. Tevhide devam etmekle beraber, Allahu teala'dan af ve mağfiret dilerler, yaptıklarına nadim olarak gözyaşı dökerlerse, kısa zamanda kurtulabilirler. Yoksa,bu gibilerin yakın bir gelecekte korkunç azaplara uğrayacaklarını Kur'an-ı azim haber vermekte ve Resfıl aleyhisselam açıkça bildirmektedir.






Cenabı erham-er-rahimiyn, cümlemize tevfikini ihsan buyursun, af ve mağfiretiyle şad eylesin ve bizleri necata erdirsin. Kötü ve çirkin huylarımızı Kur'an ahlakına ve ahlak-ı Ahmediyyesine tebdil ve tahvil eylesin. (Amin)



                                                     

                                          ----  U Y A R I  ----


NEFSİNİ KİMSE TEK BAŞINA TERBİYE EDEMEZ , ONUN İÇİN İLLA MÜRŞİD İLLA MÜRŞİD GEREK İNSANA , YOLA BİLENLE ÇIKILIR , SEN BİLMEDEN KENDİ BAŞINA ÇIKARSAN  ŞEYTAN SENİ HALDEN HALE SÜRÜKLER , HER YOLCU YOLDAŞIYLA YOL TUTAR




Share on Google Plus

YAZAR : Suleyman

(Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne ben.) -Şems-i Tebrizi Hz

0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfamızı Beğen